Görme Engellilerin Eğitim Sorunları Üzerine Basın Açıklaması
28 Ocak 2009
GÖRME ENGELLİLERİN EĞİTİM SORUNLARI ÜZERİNE
BASIN AÇIKLAMASI
Sayın Basın Mensupları
Altı Nokta Körler Derneği olarak düzenlemiş olduğumuz basın toplantımıza hoş geldiniz.
Eğitim her insan için olduğu gibi engelli bireyler için de çok önemli bir işleve sahiptir. Engellilerin kendine yeterli, toplumla kaynaşabilen, üretken ve özgür bireyler haline gelebilmeleri ancak eğitim sayesinde mümkündür. Eğitim hakkı temel bir insan hakkıdır. Maalesef bugün ülkemizde görme engelli vatandaşlarımızın eğitim olanaklarından yararlanma oranı son derece düşüktür. Bu oran %10’u geçmemektedir. Üniversite mezunu engellilerin oranı ise %2,5 düzeyindedir. Bu eşitsizlik yetmiyormuş gibi ne yazık ki bir de Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir süreden beri görme engellilerin eğitimi alanında eğitim kalitesini düşüren, eğitim hakkını ihlal eden yanlış karar ve uygulamalarıyla karşılaşmaktayız. Bunun en son ve en acı örneği Niğde Cemil Meriç Görme Engelliler İlköğretim Okulunun Temmuz 2008 tarihinde kapatılmasıdır. Söz konusu okulun kapatılması yetkililerin iddia ettiği gibi öğrencisizlikten değil, kasıtlı olarak öğrencisizleştirmekten kaynaklanmıştır. Çünkü, Niğde Cemil Meriç Görme Engelliler İlköğretim okuluna 2005 yılından itibaren öğrenci kaydı durdurulmuş, üç yıl sonra da öğrenci sayısının azlığı gerekçesiyle okul kapatılmıştır. Dolayısıyla, önce kapatma gerekçesi oluşturulmuş, sonra da kapatma kararı verilmiştir. 26 Kasım 2008 tarihinde Altı Nokta Körler Derneği yöneticileri olarak Özel Eğitim Rehberlik Ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürünü ziyaretimiz sırasında sayın genel müdür bizlere aynen şunu söylemiştir: “Biz devletiz, neyi açıp neyi kapatacağımızı size mi soracağız”. Bu anlayışın yorumunu kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz. Bizim bildiğimiz devletin görevi okul kapatmak değil okul açmaktır.
Bütün öğrencilerimizin karne alma sevincini yaşadığı şu günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulumuzu kapatma kararı nedeniyle Altı Nokta Körler Derneği ve görme engelliler camiası olarak acı bir burukluk yaşamaktayız. Bunun arkasından yeni okul kapatma kararlarının gelebileceği endişesini taşıyoruz. Eğer Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin Çelik’e de bir karne vermek gerekirse, görme engellilerin eğitimi alanındaki karnesi baştan aşağı zayıflarla doludur. Bu karneyle sınıf geçmesi de mümkün değildir.
Bildiğiniz gibi görme engellilerin eğitiminde parmak uçlarıyla okunan breyl yazı kullanılmakta olup bu yazının eğitimdeki işlevi çok önemlidir. Ancak şu anda körler okullarındaki öğretmenlerin önemli bir bölümünün öğrencilerin ödev ve sınav kâğıtlarını okuyabilecek, onlara bu yazıyı kısaltmalı ve kısaltmasız şekliyle öğretebilecek düzeyde olmadıklarını, fen ve matematikteki breyl işaretleri ilgili çoğu öğretmenin yeteri kadar bilmediğini, bu yetersizliğin ise maalesef öğrencilere de aynen yansıdığını özellikle belirtmek isterim. Geçmiş yıllarda körler okullarındaki eğitim kalitesi tüm eksikliklerine rağmen bugünkünden çok çok daha yüksek bir durumdaydı. Örneğin, sanat dersi adı altında Müzik yeteneği olan görme engelli öğrencilere haftada 6 ders saati olmak üzere çeşitle dallarda müzik aletleri çalma eğitimi verilir, bu eğitim sayesinde bir müzik aleti çalmayı öğrenen öğrenciler hayata atıldıklarında müzisyen olarak çalışmak suretiyle hem kendilerine, hem de ailelerine önemli düzeyde maddi katkılarda bulunabilirlerdi. Ancak yanlış bir kararla sanat derslerinin haftada iki saate indirilmesi ve yeteri kadar ciddiye alınmamaya başlaması sonucu bu dersler eski verimliliğini ve başarısını kaybederek göstermelik bir hale dönüştürülmüştür.
Kaynaştırma eğitimine büyük önem verdiklerini söyleyen, bunun için genelgeler, yönetmelikler çıkaran Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri; genel okullardaki yöneticilerin ve ders öğretmenlerinin büyük çoğunluğunun görme engelli bir öğrenciye hangi yöntem ve tekniklerle nasıl eğitim verileceği konusunda hiçbir bilgi sahibi olmadıklarını, bu öğretmenleri bilgilendirmek amacıyla ise uygulanmakta olan hiçbir çalışmanın bulunmadığını acaba nasıl izah edecekler merak ediyoruz.
Görme engelli öğrencilerin okuduğu bu tür bir okulda özel araç-gereçlerin ve eğitim materyallerinin yer aldığı bir çalışma odasının oluşturulması zorunlu olduğu halde, çoğu okullarda böyle bir odanın bulunmadığını, bulunanların ise gerekli araç-gereçlerden yoksun olduğunu, yetkililerin ne zaman fark edip ciddiye alacaklarını henüz bilmiyoruz. Kaynaştırma eğitiminin çözüm bekleyen acil sorunlarından biri de genel okullarda okuyan görme engelli öğrencilerin özgüveni ve başarısı için çok önemli olan breyl yazı ve baston kullanma eğitimini verebilecek yetişmiş öğretmenlerin eksikliğidir. Biz kaynaştırma eğitimine karşı değiliz. Kaynaştırma eğitiminin eksik ve yanlış uygulanmasına karşıyız.
Ülkemizde hâlâ görme engelli çocuklarını okula göndermeyen bazı ailelerin bulunduğu bir gerçektir. Bu tür ailelerin tespiti, bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi, okula gönderilmeyen engelli çocukların eğitim olanağına kavuşturulması Milli Eğitim Bakanlığı’nın asli görevi olduğu halde konuyla ilgili ülke çapında yürütülen planlı ve sistemli herhangi bir çalışmayı da göremiyoruz.
Bütün bu ve sınırlı bir zaman içerisinde bahsedemediğimiz diğer eğitim sorunlarımızın çözümü aslında hiç de zor değil. Zor olan; bu çözümleri gerçekleştirebilecek anlayış ve iradeyi, sistem ve kadroyu bugünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nda bulabilmektir. Nitekim büyük bir olasılıkla bahsettiğimiz bu sorunların varlığı Bakanlık yetkililerince inkâr edilecektir. Ancak görme engellilerin eğitimini ciddiye alan ve bu konuda önemli katkılarda bulunmuş olan bir dernek olarak uyarma ve yol gösterme görevimizi yerine getirmeyi sosyal bir sorumluluk olarak görüyoruz.
GÖRME ENGELLİLERİN EĞİTİM SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN ALTI NOKTA KÖRLER DERNEĞİ OLARAK MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDAN ACİL TALEPLERİMİZ ŞUNLARDIR:
1) Körler okullarındaki öğretmenlerin breyl yazıyı kısaltmasız ve kısaltmalı şekliyle öğrencilerin ödev ve sınav kâğıtlarını okuyabilecek, yazıyı onlara öğretebilecek düzeyde öğrenmelerini, fen ve matematikteki breyl işaretleri bilmelerini zorunlu hale getirecek düzenlemeler yapılmalı, bu konuda hizmet içi eğitimin yanı sıra her öğretmenin breyl yazıdaki yeterlilik düzeyini ölçebilecek seviye tespit sınavı şeklinde onları öğrenmeye teşvik edici bir uygulama başlatılmalı.
2) Körler okullarında sanat derslerinin haftalık ders saati sayısının düşürülmesi yönündeki uygulamadan vazgeçilerek bu dersler yeniden önceki ders saati sayısına çıkarılmalı.
3) Kimi körler okullarında bazı branş dersleri için her yıl değişen öğretmenlerin görevlendirilmesi uygulamasına son verilerek bu okulların yetişmiş branş öğretmeni açığı giderilmeli.
4) Kaynaştırma eğitimi olarak görme engelli öğrencilerin okuduğu her okulda veya kaldığı her pansiyonda breyl kâğıt, kabartma harita, yer küre, fen ve matematik araçları, şekil çizme, briyl yazı öğretme aletleri, beyaz baston, breyl daktilo, abaküs, bilgisayar, breyl printer gibi araç-gereçlerin, ders kitaları ve diğer konularda sesli ve breyl kitapların yer aldığı bir çalışma odası mutlaka oluşturulmalı, haftanın belli günlerinde ders dışı saatlerde öğrencilere bazı anlayamadıkları konularda yardımcı olabilecek öğretmenlerin görevlendirilmesi sistemli bir çizelgeye bağlanmalı.
5) Günün birinde herhangi bir okula engelli öğrencilerin kaydolabileceği göz önünde bulundurularak bütün okul yöneticilerini ve ders öğretmenlerini engellilerin eğitimiyle ilgili yöntem ve teknikler konusunda bilgilendirmeye yönelik olarak ülke çapında sistemli bir hizmet içi eğitim kampanyası başlatılmalı. Kampanyada öncelik sırası engelli öğrencisi bulunan okullardan başlamalı.
6) Engelli çocuğunu okula göndermeyen ailelerin tespiti, aydınlatılması ve ikna edilmesi amacıyla “Eğitimsiz Engelli Kalmasın” adı altında ulusal bir kampanya başlatılmalı.
7) Kaynaştırma eğitimi uygulanan genel okullarda görme engelli öğrencilerin başarısı için breyl yazı ve baston kullanma eğitimi son derece önemli olduğundan bu eğitimi verebilecek öğretmenlerin ihtiyaca uygun sayıda ve nitelikte yetiştirilmesi ve görevlendirilmesi için bir an önce gerekli tedbirler alınmalı.
8) Engellilerin eğitimiyle ilgili karar ve uygulamalarda engelli sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılması, onların görüş ve önerilerinin alınması yönündeki yasal düzenlemeler maalesef kâğıt üzerinde kalmaktadır. Bu anlayışa son verilerek engellilerin kendi sorunlarıyla ilgili konularda söz ve karar sahibi olma hakkı her aşamada hayata geçirilmeli.
9) Engellilerin eğitimi konusunda denetim, yönlendirme ve değerlendirme görevlerini sağlıklı biçimde ve yeterli düzeyde yapabilecek ihtiyaca uygun sayıda ve nitelikte uzman müfettişlerin yetiştirilmesi sağlanmalı.
10) Engellilerin eğitimiyle ilgili kurum ve kuruluşlarla, üniversitelerin ilgili bölümleriyle, sivil toplum örgütleriyle sağlıklı bir işbirliği ve koordinasyon mekanizması oluşturularak sorunların giderilmesi yönünde ortak akıl hakim kılınmalı.
Altı Nokta Körler Derneği Eğitim Sekreteri
Halil Köseler