Altı Nokta Körler Derneği Logo
Altı Nokta Körler Derneği Genel Merkezi

Görme Özürlüler İçin Fen Bilgisi ve Matematik Eğitimi


 

Görme Özürlüler İçin Fen Bilgisi Ve Matematik Eğitimi

 

            Yazan: Halil KÖSELER

Görme özürlü bir öğrenci, nesnelerin, maddelerin, organizmaların, boyunu, şeklini, niteliğini, değişim süreçlerini, ancak dokunmak suretiyle gözlemleyebilir. Değişimi gösteren gözlemlerde bulunabilmesi için bazen filizlenen bir tohumu, bir kimyasal reaksiyonu, bir meyveyi koklaması, ona dokunması veya bazen de olaylar sırasında meydana gelen sesleri dinleyerek değerlendirmesi gerekir. Toplanan verileri doğru analiz etmenin temel ilkesi, insanın duyularını iyi bir düzeyde kullanması ve sonuçları yaratıcı bir düşünceyle değerlendirmesidir. Görme özürlü öğrencilerin bir konuyu iyi anlayabilmesi için diğer öğrencilerde olduğu gibi o konuyla ilgili bazı şeyleri bizzat kendisinin uygulayarak ve inceleyerek görmesi gerekir. Örneğin, seçilen bir tohumu toprağa ekmesi ve onun gelişimini izlemesi için fasulye, bezelye, ayçiçeği, mısır, kabak gibi bitkiler kullanılabilir.

Görme özürlü öğrencilere elektrik konusu anlatılırken önce elektriğin manyetik gücü açıklanmalıdır. Bir deney üzerinde açık ve kapalı devrenin nasıl gerçekleştiği ve sonuçlarının ne olduğu elleriyle dokundurularak gösterilmelidir. Öğretim basamakları kolaydan zora doğru ve çoğunlukla öğrencinin bizzat kendisine yıptırılarak uygulanmalıdır.

Görme özürlülere fen eğitiminde öğretmenin bilgi ve deneyimlerinin, yaratıcı yeteneğinin rolü çok büyüktür. Kavramları, olayların nedenlerini sonuçlarını maddelerin özelliklerini, ilişkilerini görme özürlü bir öğrencinin anlayacağı, zihninde canlandırabileceği biçimde açıklamalıdır. Öğretmenlerin bir kısmı, görme özürlü öğrencilerin anlayamayacağı veya onlar için tehlikeli olacağı gibi kaygılarla bazı konuları işlemekten çekinmektedirler. Görme özürlü öğrencilere fen eğitimi verecek olan iyi bir öğretmen özellikle şu hususlara dikkat etmelidir:

Görme özürlü öğrencilerin de fen konularında diğer öğrenciler kadar başarılı olabileceklerine inanmalı, onların önündeki engelleri ortadan kaldırmalı, uygulanacak yöntemler konusunda diğer uzmanlarla işbirliği yapmalı, kendisini geliştirmeli, öğrencilerin yaratıcı yönlerini zenginleştirmeli, ilgi alanlarına uygun materyalleri, kaynakları, araç-gereçleri ve diğer olanakları sağlamalı, bunları eğitim öğretim sırasında kullanmalı, göze dayanan konuları öğrencilerin anlayabileceği şekilde anlatmalı, onları araştırmaya sevk etmeli, Öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun özelliklere sahip fen laboratuarlarını oluşturmalıdır.

Görme özürlü öğrencilere fen bilgisi eğitimi veren öğretmenler için deneyimli uzmanlar tarafından özel kurs ve seminerler düzenlenmelidir. Bu gibi hizmet içi kurslar sırasında bilgi alış-verişi yoluyla, öğretmenler hem uzmanlardan hem de birbirlerinden çok faydalı şeyler öğreneceklerdir. Bu faaliyetler üniversiteler, ilgili bakanlık kuruluşları veya körlerle ilgili sivil toplum örgütleri tarafından organize edilebilir.  Fen eğitiminde de görme özürlüler için geliştirilmiş bazı özel sesli ve kabartma araçlar bulunmaktadır. Gerek bu araçlardan gerekse bilgisayardan yararlanmak suretiyle fen eğitimi görme özürlü öğrenciler için daha verimli hale getirilebilir. Örneğin, sesli termometreler, barometreler, kan, şeker, tansiyon ölçme aletleri, renkleri sesli söyleyen cihazlar, sesli tartı aletleri, elektronik ölçü cihazlar, kabartma cetveller, metreler, açı ölçme araçları, sesli hesap makineleri, plastik kâğıt üzerine yapılmış her türlü kabartma şekillerden oluşan fen atlasları, hayvan maketleri, bu materyallerden bazılarıdır.

Fen laboratuarlarında çeşitli hayvan ve bitkiler, kalp, böbrek, mide gibi organların maketleri, insan ve hayvan iskeletleri, çeşitli deneyler için görme özürlü öğrencilere göre uyarlanmış bütün araç-gereçler bulundurulmalıdır. Vücut organlarını, çeşitli hayvan şekillerini kabartma olarak gösteren fen atlaslarının, öğrencilerin bilişsel gelişiminde büyük katkısı olacağı unutulmamalıdır.

Bazı öğretmenler görme özürlü öğrencilere fen konularının sadece anlatıma dayalı

bölümlerini öğretmeyi tercih etme eğilimindedirler. Bu yaklaşım, gözlem yapma, analiz yapma, varlıkları, olayları tanıma, neden sonuç ilişkisi kurma, problem çözme, dünyayı anlama gibi konularda görme özürlü öğrencilerin akranlarından geri kalmalarına yol açar.

Fen bilgisi dersleri sırasında:

 

a-      Tahtaya yazılan yazıları yüksek sesle tekrarlayarak görme özürlü öğrencinin de not alması sağlanmalıdır ve geri kaldığı noktalarda derslere göre belli bir sırayla arkadaşlarının yardımcı olması teşvik edilmelidir. Az gören öğrenciler için iri puntolu, hiç görmeyen öğrenciler için breyl yazıyla basılmış başta ders kitapları olmak üzere ilave kaynak kitaplar sağlanmalıdır.

 

b-Görme özürlü öğrencinin fen eğitimine ait ihtiyaçlarını karşılayacak plan ve programlar geliştirilmelidir.

 

c-Ders öğretmeni, Öğrencinin dersten kopmamasını, dersin her aşamasına katılımını sağlayacak yöntemler izlemelidir.

 

d-Öğrencinin derslerde sadece not tutmakla meşgul olan pasif bir konumda olmaması için sorular sormak, gözlemler, deneyler yaptırmak gibi etkinliklerle motive edilmelidir.

e-Öğrenciye ev ödevleri verilmeli ve bunlar titiz şekilde kontrol edilerek eksikleri gösterilmelidir.

 

f-Bitkilerin filizlenme süreçlerine ilişkin gözlem yapabilmesi için görme özürlü öğrencinin saksılarda bazı bitkileri kendisinin yetiştirmesi sağlanmalıdır.

 

g-  Mümkün olduğu kadar öğrencilerin istediği materyalleri kolayca bulabilmesini sağlamak için gerekli nesneler, kaplar üzerine az görenler için iri harflerle, hiç görmeyenler içinse, breyl harflerle etiketler yapıştırılmalıdır.

 

Fen bilgisi öğretmenleri Breyl Yazıyı ve bu yazıda kullanılan kabartma fen işaretlerini bütün yönleriyle öğrenerek öğrencilerin ödev ve sınav kâğıtlarını bizzat kendisi değerlendirmelidir.

 

Matematik Eğitimi

Matematik deyince ilk akla gelen sayılar ve toplama, çıkarma, çarpma, bölmeden oluşan dört işlem problemleri gelmektedir. Ancak, matematik sadece bunlarla sınırlı işlem ve kavramlardan ibaret değildir. Gören öğrenciler arasında olduğu gibi, görme özürlü öğrenciler arasında da matematikte başarılı olan ve olamayan matematiğe ilgi duyan duymayan, öğrenciler bulunabilmektedir. Ancak matematiğe ilgi duyan yetenekli olan görme özürlü öğrencilerin gelişmelerini engelleyen çeşitli zorluklar vardır. Bunların en başında breyl yazıyla basılmış matematik kaynaklarının son derece sınırlı olması gelir. Matematik kitaplarını breyl olarak yazabilmek özel bir uzmanlık gerektirmektedir. Breyl matematik işaretlerini bilmeyen, görme özürlülerin hangi biçimde yazıldığı takdirde konuyu daha iyi anlayabilecekleri konusunda deneyimi olmayan kişiler bir matematik kitabını breyl yazıya dönüştüremezler. Matematik konusunda yazılı materyallerin eksikliği nedeniyle eğer öğretmen körler okulunda eğitim veriyorsa, öğrencilere ders sırasında yazılı not tutturarak bu açığı kapatmaya çalışır. Ancak, ders notlarıyla kitaplar arasında içerdiği bilgi kapasitesi açısından çok büyük farklar vardır. Eğer görme özürlü öğrenci görenlerle birlikte genel bir okulda okuyorsa bu durumda matematik öğretmeni görme özürlü öğrenciye yeteri kadar yararlı olamamaktadır. Çünkü, orada uygulanan metotlar tamamen gören öğrencilere uygun metotlardır.. Ancak, yine de öğretmenin tahtaya yazdığı şeyleri yüksek sesle tekrarlayarak, şekilleri sözlü şekilde açıklayarak görme özürlü öğrencinin not tutmasına ve konuları izlemesine katkıda bulunabilir. Görme özürlü öğrencinin genel okullarda matematikteki başarısı için ders dışında öğretmen ve arkadaşlarının yapacağı ilave destek ve yardımların rolü büyüktür. Ayrıca, genel okullarda matematik araçlarının ve yazılı materyallerin yer aldığı özel bir çalışma odasının bulunması da çok önemlidir.

 

Görme özürlü öğrenciler için matematikte çizim ve ölçümleri yapmakta kullanılan çeşitli özel araçlar vardır. Bu araçlarla üçgen, kare, dikdörtgen, daire, küp, piramit, gibi şekiller çizilebilir, açılar, uzunluklar, yükseklikler ölçülebilir, her türlü matematik ve cebir işlemleri yapılabilir.

Matematikte öğrenilmesi gereken ilk kavramlar sayılardır. Matematiğe yeni başlayan görme özürlü bir çocuğa sayıları öğretirken ilk başlarda vücut organlarından yararlanmak gerekir. Örneğin, eller, ayaklar, parmaklar, ağız, burun, göz, kulak sayıların öğretiminde kullanılabilecek organlardır. Daha sonra kapı, pencere, masa, sandalye, bardak, kaşık gibi ev aletlerinin, oyuncakların kullanılmasına geçilebilir. Sayıları öğretirken hareketlerden de yararlanılabilir. Örneğin, sayı sayarak adım atma, sıçrama, atlama, eğilme, el sallama gibi hareketler yapılabilir. Kavramlar soyuttan somuta, bilinenden bilinmeyene, parçadan bütüne doğru gidilerek daha kolay öğretilebilir.

Sayılardan sonra, ölçü kavramlarının verilmesi gerekir. Kısa, uzun, uzak, yakın, yüksek, alçak, soğuk, sıcak gibi kavramlar, zaman ölçüleri öğretilir. Bu kavramların öğretiminde konularla ilgili özel araçlardan yararlanmak gerekir.

Görme özürlü öğrencilere de diğer öğrenciler gibi çarpım tablosunu ezberleme, zihinden hesap yapma gibi becerilerin kazandırılması gerekir. Şekil kavramlarını öğretirken kağıt şeritler, teller, plastik veya ağaç maketler, kabartma çizgiler kullanılabilir. Dörtte bir üçte bir, eşit gibi oranların öğretiminde de kağıt şeritlerden faydalanılabilir.

Matematik sınavlarında öğrenciye sorular yazdırıldıktan sonra diğer öğrencilere verilen zamandan daha fazla zaman vermek gerekir. Sınav sırasında öğrencinin breyl daktilo, abaküs, matematik taşı ve kasası, çizim aletleri gibi matematik araçları kullanmasına da izin verilmelidir.

Ülkemizde görme özürlü öğrencilerin matematik eğitiminde başarılı olmalarını sağlayacak program ve yöntemlerin okullarda yeteri kadar verimli düzeyde uygulandığı söylenemez.

Görme özürlü öğrencilerin matematikte başarılı olabilmeleri yazılı materyallerin yeterli olmasına,  uygulanan öğretim yöntemlerinin doğruluğuna, kullanılması gereken araç-gereçlerin  yeterliliğine, ders öğretmenlerinin bilgi ve deneyimlerine bağlıdır. Eğitim materyalleri, eğitim metotları ve deneyimli ders öğretmenleri yönüyle gerekli bütün olanaklar sağlandığı takdirde görme özürlü öğrencilerde matematik dalında gören öğrenciler kadar başarılı olabilirler. Şu anda bazı ülkelerde üniversitede başarılı bir şekilde ders veren görme özürlü matematik profesörü öğretmenlerin bulunması bu düşünceyi doğrulamaktadır. Görme özürlülerin eğitimiyle ilgili başarının temel ilkelerinden biri de mümkün olduğu kadar uygulamaya daha çok ağırlık vermektir.

Matematik derslerinde öğretmen bir problemin çözümünü görme özürlü öğrencilere anlatırken yavaş yavaş ve bölüm bölüm anlatmalı ve bazı özel araçlar kullanmalıdır.

Matematikte bir problemi çözerken sürekli olarak sayıları ve işlemleri görmek ve kontrol etmek gerekir. Bu nedenle matematik derslerinde problem çözerken görme özürlü öğrenciler, breyl daktilo adı verilen bir araç kullanırlar. Ayrıca matematik derslerinde, kullanılan özel yapılmış çeşitli matematik araçları da vardır.

Bunların başında, kasa adı verilen ve üzerinde delikler bulunan bir araç, görme özürlüler arasında matematik taşı olarak bilinen plastik veya metalden yapılmış küçük taşlar vardır. Küp şeklinde veya ince uzun dikdörtgen şeklindeki bu küçük taşlar matematik kasasının üzerindeki deliklere yerleştirilerek sayılar elde edilir. Küp taşların üzerinde sayıları gösteren noktalar vardır.  Sayıları ifade etmek için belli bir sisteme göre dizilmiş boncuklardan oluşan ve abaküs denilen bir araçta yine matematik eğitiminde yaygın şekilde kullanılan bir araçtır. Ayrıca geometri derslerinde şekillerin kabartma olarak çizilmesi, öğrencilere anlatılması için, özel yapılmış, cetvel, pergel, rulet, gönye, iletki ve üzerine çizim yapılacak kağıdın yerleştirildiği lastik gibi araçlar bulunmaktadır. Matematik derslerinde iyi bir eğitim verilebilmesi için mutlaka bu araçlar kullanılmalıdır.  Görme özürlü bir öğrencinin şekil kavramına ilişkin doğru bilgiye sahip olabilmesi için öğrenmesi gereken şekillerin bizzat öğrenciler tarafından elle dokunarak hissedilmesi gerekir ve bu şekiller mümkün olduğu kadar bizzat öğrencilerin kendilerine çizdirilmelidir. Bu nedenle öğretmen ders verirken sık sık öğrencilerle bireysel olarak ilgilenmeli ve onlara ellerini tutarak çizilmesi gereken şeklin nasıl çizileceğini öğretmelidir. Genel okullarda ders sırasında zaman yetersizliği nedeniyle görme özürlü öğrenciye yeterince anlatılamayan konular ders dışı saatlerde özel düzenlenmiş çalışma odasında ayrıntılı olarak anlatılmalıdır.

Görme özürlülerin eğitiminde yüksek bir başarı elde etmenin en önemli ilkelerinden biri, onların yetenekleri ve kapasiteleri konusunda yüksek bir beklentiye sahip olmaktır. Örneğin bir eğitimci görme özürlü bir öğrenciye herhangi bir konuyu öğretirken daha baştan itibaren öğrenci bu konuları anlayamaz, yapamaz diye işe başlarsa o öğrenciden yüksek bir başarı elde etmesi mümkün değildir. Düşük beklenti düşük başarıyı, yüksek beklenti yüksek başarıyı getirir.

 

 

Haberler


Geçmiş Olsun Türkiye

Detay

Çelenk fotoğtrafı, üzerinde altınokta körler derneği yazıyor

33. Olağan Genel kurul Sonucu

Detay

Mutlu yıllar yazan yeni yıl kutlama fotoğrafı

Mutlu Yıllar

Yeni yılınızı içtenlikle kutlar; sağlıklı, mutlu, başarılı ve sevgi dolu bir yıl yaşamanızı dileriz.

Detay

etkiniz ab propgramı afişi

Engelli Kadınların Hak İhlalleri Raporu

Detay

Çalışma Yaşamında Engelli Kadınlar ve Mobbing Çalıştayı

1950 yılında kurulmuş olan ve 33 ilde şubesi bulunan, Altı Nokta Körler Derneği bugüne kadar başta eğitim ve istihdam olmak üzere görme engellilere yönelik birçok sosyal ve kültürel projeyi hayata geçirmiş bir sivil toplum örgütüdür.

Detay

LC Waikiki’den Dünyada Bir İlk

LC Waikiki, Görme Engelli Bireyler İçin LCW Sense Uygulamasını Hayata Geçirdi

Detay